"ZEITGEIST"

28 Ağustos 2008 Perşembe


Saros Körfezi "ERİKLİ" TURKEY

TATTOO
KORAY***

o546 655 73 75




ERİKLİ SAROS GULF TURKEY






























27 Agustos 2008 - ERİKLİ SAROS GULF TURKEY...

DİPLOMATİK SİYASET


"DİPLOMATİK SİYASET"

Diplomatın biri, fakir bir adamın yanına gider ve

"Oğlunun evlenmesini sağlayabilirim"
der.

- Oğlumun hayatına asla karışmam...

- Ama, kız Lord Rothschild'in kızı...

- Haaa! O zaman başka...

Diplomatın ikinci durağı, Lord Rothschild'in yanıdır.

- Kızınız için bir kısmet buldum Lord'um..

- Benim kızım evlenmek için henüz çok küçük...

- Ama, bu delikanlı halihazırda Dünya Bankası Başkan Yardımcısı...

- Bak o zaman başka...

Diplomat, Lord'un yanından ayrıldıktan hemen sonra soluğu Dünya
Bankası Başkanı'nın yanında alır.

- Size başkan yardımcısı olarak tavsiye edeceğim, çok iyi bir delikanlı var.

- Şu an zaten ihtiyacımdan çok başkan yardımcım var, gerekmez.

- Ama, bu çocuk Lord Rothschild'in damadı.

- Bak o zaman oldu. Gelsin başlasın.

"ÇEVRECİ"



İzlenim

ÇEVRECİ

KİMDİR

Çevrecilik bir meslek veya ilgi alanı değil, modern toplumların vicdanını ifade etme biçimidir. Doğanın yaşayabilmesi için harekete geçen kitleleri görmezden gelmek, kamu vicdanını hiçe saymaktır. Oysa kamu vicdanı bir toplumu ayakta tutabilmek için kişi sayısıyla ölçülen kamuoyu kadar önemlidir.


Bugün, "çevreci" olarak nitelendirilen ve Rize’de olduğu gibi baraj karşıtı hareketi yaratan insanlar aslında kamu vicdanının sesidir. Bu insanların verdiği mesaj, tüm kamuoyunun geleceği için büyük önem taşımaktadır ve kesin olarak görmezden gelinmemelidir.
Tarihe bakıldığında çevreci diye nitelendirilen insanlar hep boş işler yapmakla suçlanmıştır. DDT veya iklim değişikliği ile ilgili söylenenler başlangıçta anlamsız bulunmuştur, fakat şimdi tüm bu bilgilerin doğru olduğu ispatlanmıştır ve nihayetinde dünya çevre sorunları yüzünden topyekûn tehlike altına girmiştir.
Tüm dünyanın küresel iklim değişikliği gibi çevre sorunlarını insanlığın karşılaştığı en büyük tehlike olarak gördüğü bir çağda, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın çevreciliği boş iş olarak tanımlaması Türkiye ve dünya adına talihsiz bir açıklamadır.
Gelecek, insanlığın barajlar konusunda da büyük bir yanılgı içinde olduğunu ispatlayacaktır. Bu nedenle Rize’deki baraj karşıtı hareket Türkiye insanının vicdanının sesidir ve “çevreciyim” diyen herkes tarafından tam destek görmelidir.

Güven Eken

26 Ağustos 2008 Salı



Keşan Ticaret ve Sanayi Odası'nın son derece özenle hazırlayıp ücretsiz olarak sunduğu bir yayın organı var"Ekonomik RAPOR"...
İlk sayfada"DOĞA HARİKASI SAROS KÖRFEZİ" yazısı çesitli resimler,resimler...İyi güzel de Saros Körfezinin(Saros Körfezi denince ilk akla gelen yer"ERİKLİ")yolu yok...(Taşıtınızın gösterge ibreleri girip çıktığınız çukurların herhangi birinde yerinden fırlayabilir...),sığınılacak bir limanı yok...Sağlık ocağı var içersinde kimse yok...Ne insana nede bir hayvana enjeksiyon(iğne)yapacak bir kimse yok,yok...Rüzgarın biraz şiddetli esmesi,yağmurun ilk damlasıyla önce elektrikler kesilir.Hangi üstün zekalı karar vermişse ana trafonun inşa edildiği yer su'dan üç parmak uzaklıkta,iki parmak yüksekliktedir.Şu elektrik 1710 yılında icadedildi biz hala kullanmasını öğrenemedik.Sadece elektriği mi...Denizlerimizi kirlettik,doğal sularımızı tükettik,ormanlarımızı yaktık kül ettik,doğal kaynaklarımızı yabancılara peşkeş çektik,ata mirası kültürümüzü kullanmasını bilemedik"Güzel yaşamak,okumak ibadettir.Okumamak,kültüre değer vermemek Cumhuriyet'e ihanettir"diyen atalarımızın kemiklerini sızlattık...Şimdi"batıyoruz"diye sızlanıyoruz.
Körfeze önce sinekler gelir istila eder ortalığı...Yemek yemeye balkonunuzda hazırladığınız sofra her ihtimale karşı belediye aracı tarafından sinek ilacıyla ilaçlanır...Burada yaşayanlar çöplerini atma konusunda bilinçlendirilmemişlerdir,gerek duyulmamıştır bu tür işlere,isteyen istediği yere çöpünü atabilir.Her türlü kamyon,tır,oto,minibüs, otobüs istediği yol güzerğahını ortalığı toza dumana bulayarak kullanabilir,istediği yere çoğu zaman aracının kontağını kapamadan park edebilir..."DÜNYANIN EN ZENGİN PETROL ÜRETEN ÜLKESİ OLDUĞUMUZ İÇİN OLSA GEREK(!)KONTAK KAPAMA,STOP ETME,MOTORU DURDURMA(SUSTURMA)YOKTUR,ARACIN MOTORUNU ÇALIŞIR BIRAKMAK GELENEK HALİNE GELMİŞTİR..."
Hal böyle olmasa kültür seviyemiz,zekamızın üstünlüğü,beynimizin nekadar çalıştığı,ülkemize olan sevgimiz ve çevremize olan saygımız,vatan severliğimiz,milliyetçiliğimiz,Atatürkçülüğümüz nerden belli olacaktır..?Saros Körfezi Erikli'de çişinizi yapmaya bile arabayla gidebilirsiniz.Dolayısıyla "Erikli"gürültü kirliliğinde de İstanbul'a beş değil,onbeş çeker."Farklı etnik kökenlerden oluşan toplumlar neyazık ki biribirlerinin iyi
taraflarını değil kötü taraflarını alırlar ve benimserler"diyor.TREVANIAN...
"Unutulan Cennette denize girerseniz vede yanınızdan ağaç dalına benzer birşeyler geçerse sakın telaşa kapılmayın...Arıtma Tesisi'nin kapağının uygun bir aralığından denize kaçıvermiştir münasebetsiz...
Şöyle bir uzanıp güneşlenivereyim sere serpe diye sakın ola ki hayallere kapılmayın saniyenin onda biri gibi bir zamanda yanınızdan yüzlerce"SİMİİT EFENDİİİM""AÇMAA EFENDİİİİM""SÜÜÜT MISIIIIRR""GÖZLEMECİ GELDİİİ""BAMYA SİİLLİİ BAMYAAA..."çığlıkları sizi hayallerinizden uzaklaştıracaktır.Aç kalmazsınız anlayacağınız.Çok bilinen bir adetimiz vardır"Misafire yemesi için ısrar edilir,kısacası zorla yedirilir..."
Herhangi bir yerde yemek yiyeyim birşeyler içeyim dediğinizde size servis yapan garsonun-cinsel organının-keyfine kalmış"bol acılı arebesk müziği"sonderece yüksek sesle yayın yapan müzik aletinden dinleyebilirsiniz.Ücretsizdir...
İsteyen istediği yere tezgahını açar,nerde ne şekilde,olursa olsun.(bir türlü asvaltlanamayan yolun ortasında,tozun toprağın içinde...)Medeni ülkelerin hayvan yemi olarak kullandıkları"Meksika Mısırı"marsık kömürü kokusunda kebap,Erikli tozuyla güçlendirilmiş"Meşhur Osmanlı Macunu",her nedense bir türlü vazgeçemediğimiz kokoreç...
Yasal bir iş yapmanın prosüdürünü ise yasalardan yana olmak için çırpınıp sezon sonunda gömleklerini yırtanlar,evlerine dönmek için utana sıkıla komşularından borç alanlar kadar iyi bilen yoktur...

Şimdi Belediye Başkanı Mehmet ÖZCAN'nın"KEŞAN TURİZMLE KALKINACAK"sözüne inanıyormusunuz..?


Ben"Balzac'a"inanıyorum."DÜNYA BİR BOK ÇUKURUDUR"demiş Balzac.

"TÜRKİYEM"


"Cumhuriyet"tir

"Laik"tir

"Demokratik

Hukuk Devleti'dir."

"AŞK"tır TÜRKİYE...

"ZEVAL"




Dersaneden çıkan öğrenciler gülerek şakalaşarak sicim gibi yağan yağmura insan seline aldırmadan belediyenin açtığı çukurlara doluşan gölcükleri zıplayarak aşıyor birbirlerini itekaka körüklü otobüse binmeye çalışan kalabalığa karışıyordu...

Otobüs geride kalanların üzerine hafiften çamur sıçratarak yerinden kalkmaya hazırlanıyordu ki...İriyarı gövdesiyle kalabalığı yararak yetişti soru işareti gibi kıvrık şemsiyesinin sapıyla otobüsün camına vurarak kapıyı açtırdı.Kapı ağzındakileri iterek gövdesine yer açarken göğsüne uzanan bembeyaz sakalını sıvazlayıp patlıcan moru burnunun üstüne yer yapmış beyaz nikelajlı gözlügünün üstünden patlak kanlı gözleriyle kızlı erkekli biribirlerine karışmış öğrecileri süzdü.
Otobüste bir uğultudur gidiyor.Her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu.
-Öfff...
-Anneciiim sıkıştım.
-Ayyy...Bayılacaam şimdi.
-Dur ayol çocuk ezildi...
-Yuuh!Ayı...
-İltifat delagki ediyom aslanım..Malumaliniz''çağ''atlıyog...Hem de mode.
-Hasbinalla...Ayağıma bastınız.
-Beni tahrik itme...
-Etsem ne yazar...
-''Yazar''gızakta aslanım de mode..Şincik''Ozan''mode...
-Dalga geçme...
-N'aparsın...
-Zamanım yok zamanım olsa...
-N'olcekti...
-Sana sorardım.
Öğrenciler tüm bu itiş kakıştan memnunmuşlar gibi konuşulanları gülerek izliyor...O ise olanlara aldırmıyordu.

Evin çatısını da kondurmuştu ya üstüne varsın suyu olmasın elektriği olmasın tuvaleti olmasın yolu olmasındı...Hükümetten tapusunu ne yapmış etmiş almıştı ya.

-Allah Hükümetimize zeval verme ya rabbi...Diye mırıldandı.

Bir pahalılıktır almış yürümüştü...Hergün herşeye yeni bir zam geliyordu.Doğru....Fakat ya kazançlar...Kazançların arttığını kim inkar edebilirdi...Hele küçük oğlan askerden geldiğinde onada''ithal malı''satacak bir işporta tezğahı ayarladımıydı...Değme keyfime gitsin...Diye düşündü.
Otobüstekiler dura kalka gittikçe seyrekleşmiş o da oturmaya yer bulmuştu.

-Allah Hükümetimize zeval verme ya rabbi...Diye yineledi.
Şunun şurasında son durağa on dakikalık yer kalmıştı.Sonrası bir cıgara içimlik yoldu.Hele elektrik direğinden çektiği kabloyu televizyona bağlayıp köşeye kurulduydumuydu...Ohhh...
İçini hayali bir sevinç kapladı.Ağzı kulaklarına vardı.

"BENİM RAPORUM"



Keşan Ticaret ve Sanayi Odası'nın son derece özenle hazırlayıp ücretsiz olarak sunduğu bir yayın organı var"Ekonomik RAPOR"...
İlk sayfada"DOĞA HARİKASI SAROS KÖRFEZİ" yazısı çesitli resimler,resimler...İyi güzel de Saros Körfezinin(Saros Körfezi denince ilk akla gelen yer"ERİKLİ")yolu yok...(Taşıtınızın gösterge ibreleri girip çıktığınız çukurların herhangi birinde yerinden fırlayabilir...),sığınılacak bir limanı yok...Sağlık ocağı var içersinde kimse yok...Ne insana nede bir hayvana enjeksiyon(iğne)yapacak bir kimse yok,yok...Rüzgarın biraz şiddetli esmesi,yağmurun ilk damlasıyla önce elektrikler kesilir.Hangi üstün zekalı karar vermişse ana trafonun inşa edildiği yer su'dan üç parmak uzaklıkta,iki parmak yüksekliktedir.Şu elektrik 1710 yılında icadedildi biz hala kullanmasını öğrenemedik.Sadece elektriği mi...Denizlerimizi kirlettik,doğal sularımızı tükettik,ormanlarımızı yaktık kül ettik,doğal kaynaklarımızı yabancılara peşkeş çektik,ata mirası kültürümüzü kullanmasını bilemedik"Güzel yaşamak,okumak ibadettir.Okumamak,kültüre değer vermemek Cumhuriyet'e ihanettir"diyen atalarımızın kemiklerini sızlattık...Şimdi"batıyoruz"diye sızlanıyoruz.
Körfeze önce sinekler gelir istila eder ortalığı...Yemek yemeye balkonunuzda hazırladığınız sofra her ihtimale karşı belediye aracı tarafından sinek ilacıyla ilaçlanır...Burada yaşayanlar çöplerini atma konusunda bilinçlendirilmemişlerdir,gerek duyulmamıştır bu tür işlere,isteyen istediği yere çöpünü atabilir.Her türlü kamyon,tır,oto,minibüs, otobüs istediği yol güzerğahını ortalığı toza dumana bulayarak kullanabilir,istediği yere çoğu zaman aracının kontağını kapamadan park edebilir..."DÜNYANIN EN ZENGİN PETROL ÜRETEN ÜLKESİ OLDUĞUMUZ İÇİN OLSA GEREK(!)KONTAK KAPAMA,STOP ETME,MOTORU DURDURMA(SUSTURMA)YOKTUR,ARACIN MOTORUNU ÇALIŞIR BIRAKMAK GELENEK HALİNE GELMİŞTİR..."
Hal böyle olmasa kültür seviyemiz,zekamızın üstünlüğü,beynimizin nekadar çalıştığı,ülkemize olan sevgimiz ve çevremize olan saygımız,vatan severliğimiz,milliyetçiliğimiz,Atatürkçülüğümüz nerden belli olacaktır..?Saros Körfezi Erikli'de çişinizi yapmaya bile arabayla gidebilirsiniz.Dolayısıyla "Erikli"gürültü kirliliğinde de İstanbul'a beş değil,onbeş çeker."Farklı etnik kökenlerden oluşan toplumlar neyazık ki biribirlerinin iyi
taraflarını değil kötü taraflarını alırlar ve benimserler"diyor.TREVANIAN...
"Unutulan Cennette denize girerseniz vede yanınızdan ağaç dalına benzer birşeyler geçerse sakın telaşa kapılmayın...Arıtma Tesisi'nin kapağının uygun bir aralığından denize kaçıvermiştir münasebetsiz...
Şöyle bir uzanıp güneşlenivereyim sere serpe diye sakın ola ki hayallere kapılmayın saniyenin onda biri gibi bir zamanda yanınızdan yüzlerce"SİMİİT EFENDİİİM""AÇMAA EFENDİİİİM""SÜÜÜT MISIIIIRR""GÖZLEMECİ GELDİİİ""BAMYA SİİLLİİ BAMYAAA..."çığlıkları sizi hayallerinizden uzaklaştıracaktır.Aç kalmazsınız anlayacağınız.Çok bilinen bir adetimiz vardır"Misafire yemesi için ısrar edilir,kısacası zorla yedirilir..."
Herhangi bir yerde yemek yiyeyim birşeyler içeyim dediğinizde size servis yapan garsonun-cinsel organının-keyfine kalmış"bol acılı arebesk müziği"sonderece yüksek sesle yayın yapan müzik aletinden dinleyebilirsiniz.Ücretsizdir...
İsteyen istediği yere tezgahını açar,nerde ne şekilde,olursa olsun.(bir türlü asvaltlanamayan yolun ortasında,tozun toprağın içinde...)Medeni ülkelerin hayvan yemi olarak kullandıkları"Meksika Mısırı"marsık kömürü kokusunda kebap,Erikli tozuyla güçlendirilmiş"Meşhur Osmanlı Macunu",her nedense bir türlü vazgeçemediğimiz kokoreç...
Yasal bir iş yapmanın prosüdürünü ise yasalardan yana olmak için çırpınıp sezon sonunda gömleklerini yırtanlar,evlerine dönmek için utana sıkıla komşularından borç alanlar kadar iyi bilen yoktur...

Şimdi Belediye Başkanı Mehmet ÖZCAN'nın"KEŞAN TURİZMLE KALKINACAK"sözüne inanıyormusunuz..?


Ben"Balzac'a"inanıyorum."DÜNYA BİR BOK ÇUKURUDUR"demiş Balzac.

Koray BANGUOGLU
0539 341 32 33


Merhabaa...